Hayatını denize adayan, The Bodrum Cup’ın iz bırakan efsanelerinden biri olan Oktay Tüfek’i, saygı ve rahmetle anıyoruz…
İyi bir eş, iyi bir baba, çok iyi bir öğretmen ve tam bir deniz sevdalısı. 2022 yılında işinin başındayken geçirdiği talihsiz bir kaza sonucu, 70 yaşında aramızdan ayrılan Oktay Tüfek’i en iyi anlatan kelimeler bunlardır. Yaklaşık 35 yıl önce eşi Gönül Hanım ile birlikte gemi filikasından bozma kayığı ile İzmir’den Bodrum’a gelen Oktay Tüfek, arkasında güzel hatıralar ve unutulmaz izler bıraktı. Sıfırdan bir hayat kurduğu Bodrum’da, İçmelerde kendi adını taşıyan çekek yerinde denizcilere hizmet eden Tüfek, The Bodrum Cup için de çok önemli bir isimdi. Üçer yarış üst üste kazanarak The Bodrum Cup bayrağını ömür boyu taşıma hakkı elde eden Selene, Randa ve Grandi teknelerinin en önemli yarışçılarından biriydi. Oktay Tüfek’in sahip olduğu bu rekor, onun ne kadar iyi bir yelkenci olduğunun da en büyük göstergesiydi. Hiçbir zaman The Bodrum Cup’ta yarışacak bir teknesi olmadı ama 30 yıl boyunca sadece iki yarışa katılamadı.
ÇOK İYİ BİR ÖĞRETMENDİ
Babasından aldığı eğitimle şimdi Gara Poşet’te şampiyonluklar yaşayan Tolga Tüfek, Oktay Usta ile yarışmanın nasıl bir şey olduğunu şöyle anlatıyor; “Bence babam The Bodrum Cup için çok özel biri. Üç ayrı tekne ile ömür boyu bayrak taşıma hakkı kazanması zaten çok büyük bir şey ama benim için asıl önemli olan eğitmen kimliği. Yaşça büyük olduğu için her zaman sözü dinlenirdi zaten. Herhangi bir sıkıntılı durumda herkes, ‘Oktay Usta şimdi ne yapacağız’ der gibi dönüp O’na bakardı. O da muhakkak bir çözüm yolu bulurdu. İşte Oktay Usta’nın gücü burada. Hem yarışmış hem de kupalar kazanmıştır ama asıl önemli olan bir sürü denizciyi de eğitmiştir. Şimdi ben de Oktay Tüfek’ten öğrendiklerimi diğer ekip arkadaşlarıma öğretiyorum. Bu durum, kupalar kazanmaktan çok daha önemli.”
TAM BİR GÖREV İNSANI
Babasının çok sık kullandığı, “Üç çeşit insan vardır; yaşayan, ölen ve denizde yaşayan” sözünü hatırlatan Tolga Tüfek, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Sıfırdan başlayıp ustalığı ile bugünlere gelmiş bir adam Oktay Tüfek. O zamanlar vinç gibi aletler yok. Üç ayaklı borularla koca koca teknelerin direklerini dikiyordu. Çok kişinin işini çözmüştür. Başka tersanelerde tekne çekerken çıkan sorunlara da gider, onları kurtarırdı. STS Bodrum’da da emeği vardır. Hüseyin Abi ile beraber armasına çok büyük katkıda bulundular. Şu küçücük filikada bile bir atölyedeki kadar takım vardır. Arıza yapan teknelere anında müdahale edebilirsin. Babamın teknesinde içecek de takım da bitmezdi. Çalışmayı da yarışmayı da eğlenmeyi de çok severlerdi. Güzel sofralar kurarlardı. Ben de çocuk yaşıma rağmen o sofralara oturma şansına sahip oldum. Belki de yaşıma göre daha olgun olmamın nedenlerinden biri budur. Yaşıtlarımla değil de babam ve arkadaşları ile daha çok zaman geçirdim.”
SEVGİ DEĞİL YAŞAM ŞEKLİ
Gönül Tüfek daha ilk kelimeden göz yaşlarına hakim olamıyor, hayat arkadaşını, can yoldaşını anlatırken. Oktay Tüfek’in deniz sevgisini şöyle anlatıyor; “O, denizin içine doğmuş bir adamdı zaten. Sevgi değil de yaşam şekli aslında. Suyla nefes alan bir adam olduğunu düşünüyordum hep. İşinde çok başarılı, çok düzgün, doğru, dürüst, çok güzel bir insandı. Çok çalışkan, aslında hep anda kalan bir insandı. O’nun yanında oturduğun zaman farkında olmadan aslında bir şeyler öğrendiğini sonradan anlardın. O anda belki farkına varmıyorsun ama mutlaka bir şeyler öğrenip kalkıyorsun yanından. Sadece deniz değil hayata dair de çok iyi bir öğretmendi, etrafındaki insanlar için.”
DENİZE, DOĞRU BAKMAYI ÖĞRETTİ
Oktay Tüfek’in denize doğan insanlardan biri olduğuna dikkat çeken Gönül Hanım, sözlerine şöyle devam etti; “Ben mesela denizi, denizin kenarında oturmayı çok seviyorum. Her türlü rengini çok seviyorum ama ben O’nun gibi bakmayı bilemiyorum denize. Denize bakmayı öğretti bana. Meğer bizler öylesine bakıyormuşuz denize. O, ‘Hep doğaya bak, doğa her zaman hareket halinde’ derdi. Ne demek istediğini şimdi çok daha iyi anlıyorum. Yokluğu kocaman bir boşluk.” Tam da burada Tolga Tüfek söze giriyor ve bu boşluğun ekipteki herkes için geçerli olduğunu belirtiyor.
ÇOK YARDIMSEVER BİR İNSAN
Oktay Tüfek’in çok yardımsever bir insan olduğunu da vurgulayan Gönül Tüfek, “Çok sevilen bir insandı. ‘Bir şey yapacaksan yap, ondan sonra unut. Yapman gereken bir şey varsa yap, arkanı dön ve git’ derdi her zaman. Beklenti içinde olmazdı ve olunmasını da istemezdi. Buradaki 35 yıllık işyeri sahibi olarak her zaman böyleydi. İş çevresine, komşularına, dostlarına her zaman elinden gelen yardımı yapan çok güzel bir insandı. Mesela bizim teknenin içine yeri geliyor küçük bir şeyi koyacak yer bile bulamıyordum. Çünkü denizde birinin ihtiyacı olur diye, takım çantası ile koca koca aletler eksik olmazdı teknemizden” dedi. Biz de Oktay Usta’yı ikinci yokluk yılında sevgi ve rahmetle anıyoruz.