Artık çıraklık ve kalfalık dönemi biten, her aşamada görev aldığı 24 yılın sonunda bu yıl başhakem olarak görev yapacak olan Serkan Dalgacı, adil bir yarış yönetmek için her zamanki gibi yarışçıların yanında olacaklarını söyledi.
Mübadele sonucu Girit’ten Ayvalık’a gelen bir ailenin üçüncü kuşak temsilcisi 43 yaşındaki Serkan Dalgacı. İlk, orta ve lise eğitimini Ayvalık’ta tamamladıktan sonra Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’ndan mezun oldu. 2000 yılında Era Bodrum Yelken Kulübü’nde antrenörlüğe başladığını belirten Dalgacı, Bodrum ve Bodrum Cup ile tanışmasını şöyle anlattı; “Bodrum’a ilk kez 1997 yılında bir yarış için geldim. Daha sonra her yıl düzenli olarak yarışlara gelmeye başladım. 2000 yılındaki bir yarışta Erman Aras ile tanıştım. Üniversitede okuduğumu öğrenince beni davet etti ve aileye katılmış oldum. Çalışmaya başladığım ilk yaz da Bodrum Cup adını duydum. Ekim ayı geldiğinde yaşadıklarım harikaydı. O yıldan sonra Bodrum Cup’ın her aşamasında görev aldım diyebilirim.”
ARTIK USTALIK DÖNEMİNDE
Bugüne kadar yarışlarda asıl görevinin hakem heyetine denizde ve karada destek vermek olduğunu belirten Dalgaçı, “Çok değerli hakem ekipleriyle çalıştım. Sanırım çıraklık ve kalfalık dönemim sona erdi. Organizasyon bu sene başhakemlik görevini bana verdi. Öncelikle hepsine çok teşekkür ediyorum. Umarım ekibimle beraber beklentinin üstünde bir yarış yönetimi sağlarız. Görevimiz o günkü rüzgar koşullarına uygun, doğru rotada adil yarışlar yapabilmek. Maximiles Black 36. The Bodrum Cup büyük bir organizasyon. Geçen sene yarışmış biri olarak söyleyebilirim ki tüm ekipler maddi manevi ciddi hazırlıklar yaptı. Umarım hepsinin takdirini kazanırız” dedi.
KURALLARA DİKKAT UYARISI
Maximiles Black 36. The Bodrum Cup Başhakemi olarak yarışçılara seslenen Serkan Dalgacı, şunları söyledi; “Öncelikle bunun bir oyun olduğunu ve kurallarının olduğunu unutmasınlar. Deniz üstünde start aldıktan finiş yapana kadar kuralların onlara izin verdiği kadarını avantaja çevirsinler. Yelken sporu diğer sporlara göre değişkenleri en fazla olan branş. Hava şartlarına göre zorlukları fazla. Hem fiziksel hem de mental olarak devamlılık gösterebilmek şart. Adil bir yarış yönetmek için onların yanında olacağız. Organizasyon Komitesi’nin uzun uğraşlarla hazırladığı yarış kitapçıklarını tüm teknelerin ekipleriyle birlikte okunmasının yararlı olacağını düşünüyorum.”
24 YILDIR SPORCU YETİŞTİRİYOR
Serkan Dalgacı, Era Bodrum Yelken Kulübü’nde 24 yıldır sporcu yetiştiriyor. Yani bir anlamda The Bodrum Cup’ın altyapı sorumlusu gibi. Onun yetiştirdiği çocuklar şimdi hem organizasyonda ciddi görevler alıyor hem de yarışıyor. Bunun nasıl bir duygu olduğunu ise şöyle anlatıyor; “Bu duygu kelimelerle nasıl anlatılır bilmiyorum. Her biri çok değerli. Her biriyle ayrı ayrı gurur duyuyorum. İlk sporcularım 30’lu yaşlarını geçti. Yeni öğrencilerim onların çocukları. Ailemiz her geçen gün büyüyor. Bu sene yarışacak ekiplerin çoğunun dümeninde öğrencilerim var. Bu, bir eğitimci için çok güzel resim.”
DENİZ KIYISINDA YELKEN OLMALI
Denizciliğimizi geliştirmemiz gerektiğine dair “Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkeyiz” diye başlayan cümlenin sonunun havada kaldığını ama Era Bodrum Yelken Kulübü’nün bu konuda önemli bir görev üstlendiğine dikkat çeken Dalgacı, “Era Bodrum Yelken Kulübü, Türk denizciliğinin gelişmesi için mesai harcayan bir yapı. Projeleri olan ve gerçekleştirmek için mücadele eden bir kulüp. Ülke olarak denizlerde söz sahibi olmak istiyorsak sayımızın artması şart. Yelken kulüpleri desteklenmeli. Her çocuk spor yapmalı. Küçük yaşlarda yeteneklerine göre değerlendirilmeli. Futbolu, basketbolu, voleybolu ve benzeri diğer sporları ülkenin her köşesindeki çocuklar yapabilir, yapsınlar da. Ama denizin kıyısındaki çocuklar yelken yapsınlar, denizci olsunlar” diye konuştu.
HEDEF OLİMPİYAT MADALYASI
Yelkenin 12 ay yapılabilen bir spor olduğunu belirten Dalgacı, faydalarını şöyle anlattı; “Her sporda olduğu gibi sağlıklı bir bedene sahip oluyorsunuz. Velilerimizden gelen geri dönüşler de en sık duyduğumuz, ‘Çocuğum yelkene başladıktan sonra kış aylarında neredeyse hiç hasta olmuyor’ cümlesi oluyor. Daha geniş olarak değerlendirirsek, yelken sporcusu çocuklar; yaşıtlarına göre karar verme yeteneği, özgüven, liderlik, motorsal beceriler anlamında daha önde oluyor. Hedef daha çok yelkenci. Her kesimden çocukları yelkenle tanıştırabilmek. Keşfedilmeyi bekleyen yetenekleri bulabilmek. Bir gün olacağına inandığımız ise, Era’da yetişmiş ve olimpiyat madalyası kazanmış bir sporcu. Deniz kıyısında yaşayan aileler, çocuklarının spor yapmasını istiyorsa, önceliğini yelkene vermeli.”