İMEAK Deniz Ticaret Odası Bodrum Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Dinç, The Bodrum Cup’ın devlet tarafından teşvik edilmesi görüşünde. Geldiğimiz noktada The Bodrum Cup Türkiye’de çok önemli ve örnek bir organizasyon olduğunu belirten Dinç, “Sadece yat imalatını değil, bakım onarım sektörünü, charter, mavi yolculuk ve marinaları tanıtan, pazarlayan The Bodrum Cup çok doğru bir proje. Bir yarış gibi görünse de aslında direkt olarak ekonomimizi ve imalat sanayimizi etkiliyor. Bu yüzden devletimizin bu organizasyonu teşvik etmesi lazım. Katılımcı sayısını artırmak için Fethiye ve Marmaris’i de davet edebiliriz” dedi.

İMEAK DTO BAŞKANI ORHAN DİNÇ FETHİYE VE MARMARİS’İ CUP’A DAVET EDELİM

İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Dinç, babasından aldığı denizcilik kültürünü, hem kurumsal hem de bireysel anlamda yaşatmaya ve geliştirmeye çalışıyor. Bodrum yat imalat sektörünün duayenlerinden olan babası Yılmaz Dinç’in göz nuru teknelerinin şampiyonluk kupalarını kaldırmasıyla başlayan Bodrum Cup macerasına, bugün bulunduğu konum gereği çok başka bir perspektiften yaklaşan Orhan Dinç, Bodrum Cup’ın devlet tarafından teşvik edilmesi görüşünde. Baba mesleğini sürdüren Dinç, Marmaris ve Fethiye’den daha fazla yelken tutkununu Bodrum Cup’ta görmek istediğini söylüyor.

*Bodrum Cup sizin için ne ifade ediyor?

Bodrum Cup’ın ilk yıllarında şöyle bir algı ve atmosfer vardı; yat imalatını tanıtan, ürettiğimiz teknelerin yelken performansını gösteren ve imalat sanayiinin reklamını yaparak kalkınmasını sağlayan bir organizasyon… Cup’ın ilk yıllarında yaşım küçüktü. Ödülü almaya babamla birlikte çıkardık. Bir ödül tekneyi donatana, bir ödül tekne sahibine bir ödül  de o tekneyi yapan ustaya verilirdi. Dolayısıyla benim için Bodrum Cup babamla beraber sahneye çıkıp aldığım ödüldü.

*Baba mesleğini devraldıktan sonra Bodrum Cup ne ifade etmeye başladı?

Geldiğimiz noktada Bodrum Cup Türkiye’de çok önemli, örnek bir organizasyon. Sadece yat imalat sanayisini değil, bakım onarım sektörünü, charter, mavi yolculuk ve marinaları tanıtan, pazarlayan bir organizasyon olduğunu görüyoruz. Bu, Avrupa’daki rekabet ortamında kendimizi görmek adına çok önemli. Bu sayede diyoruz ki “Bodrum’da imalatı yapılan lüks teknelerin, aynı zamanda da yelken performansı var.” Kaldı ki Bodrum’un yerelinden başlayan bu yarışın artık uluslararası katılımcılarının da olması bu projenin doğru olduğunu gösteriyor.

*Bu seneki temamız ‘Maviye güç katıyoruz’… Bunun içinde ekonomi, çevre ve sürdürülebilirlik var. Bodrum Cup’ın böyle bir misyonu var mı sizce?

İlk kez Bodrum Cup’a katılan ve bir gulet, aynakıç ya da tirhandille yarışan kişilerin böyle bir tekneye sahip olma arzusu yaşadığını görüyoruz. Dolayısıyla bu organizasyon bir yarış gibi görünse de aslında direkt ekonomi ve imalat sanayiimizi etkileyen bir organizasyon. Son yıllarda sanırım pandeminin de etkisiyle ilginin düştüğünü görmek biraz üzüyor bizi. Bunu tekrar canlandıracağımızı, sınırlarımızın da ötesine nasıl geçeceğimizi düşünmemiz gerekiyor.

*Bodrum Cup bir yol açtı. Bundan sonra hangi noktaya ulaşmalı, neler yapılmalı?

Bodrum Cup takvimi, bir yıl öncesinden açıklanarak Fethiye, Marmaris teknecileri de bu organizasyona dahil edilebilir. Sadece Bodrum’a özel bir sektör değil Mavi Yolculuk. Merkezi elbette Bodrum… Bu işin başını çeken biziz fakat sektör öyle büyüdü ki bugün Marmaris ve Fethiye’de de çok güzel tekneler imal ediliyor. Adı Bodrum Cup olmalı, katılımcıları Muğla’nın her yerinden… Kaldı ki Fethiye ve Marmaris’te yat sayısı bizim Bodrum’daki sayılara ulaştı. Dolayısıyla onların da buraya katılımcı olmasını sağlamamız lazım.

*Marmaris’ten gelen Büyük Yunus, 34 yıldır katılıyor Bodrum Cup’a. Bu sene 90’ıncı yaşını kutluyor Emin Buldanlı… Aslında böyle hikayelerimiz de var.

Bu hikayelerden daha çok olmalı. Bu, sektörde birlik ve beraberliği sağlamak açısından da çok önemli. Mesela geçtiğimiz senelerde yapılan İstanbul etabı çok önemliydi. Guletlerin ve bu organizasyonun tanınırlığı için özel bir etkinlik oldu. Bunun gibi; “Kendi aramızda bir yarış düzenliyoruz” algısını kırmamız gerekiyor. Dışarıdaki algı öyle ama aslında böyle değil. Organizasyon komitemiz çok güzel çalışıyor. Tanıtıma büyük önem veriyor. Katılımcı ve kucaklayıcı… Benim DTO Başkanı olarak şöyle bir önerim olabilir; önümüzdeki süreçte Marmaris ve Fethiye’deki DTO başkanlarını da bu toplantılara, hazırlık çalışmalarına dahil edelim. Katılımı daha da artıracağını düşünüyorum.

*Geleceğe dair başka önerileriniz var mı Bodrum Cup için?

Bodrum Cup’ın hak ettiği yerde olduğunu düşünmüyorum. Dünyada, bu kadar süreklilik arz eden yarışların sayısı çok az. Çok iyi sponsorlarımız var fakat Bakanlığımızın, Valimizin de direkt katkıda bulunması gerekiyor. Katılım sayısı azalırsa, sponsor bulmakta zorlanırız. Devletimizin araya girmesi, bu organizasyonun teşvik edilmesi lazım. Turizm Geliştirme Ajansı, bizim sektörümüzün cirosundan binde 75 pay alıyor. Bizler Bakanlığa başvurarak doğru ürünü, doğru zamanda istersek, bu vergimizin karşılığını almayı başarabiliriz. Bu verginin, sektörümüze kazanç olarak dönmesini sağlayabiliriz.

*Bodrum Cup’ta unutamadığınız bir anınız var mı?

Babam Yılmaz Dinç’in imalatını yaptığı tekneler, her yıl Bodrum Cup’ta birinci oluyordu. Dolayısıyla her yarıştan önce ben o beklenti içine giriyordum. Örneğin Selene teknesi vardı. Dört yıl üst üste birinci oldu. STS Bodrum Okul Gemisi, zaten ülkemize mal olmuş bir tekne, onun ayrı bir gururu var bizde… Yarışlarda aldığı derece bizim için çok önemli. Babam, çok duygusal bir adamdır. O teknelerin ismini duyduğu zaman gözleri yaşarır. Benim için Bodrum Cup’ı çok özel kılan bir andır bu…