34 yıl! Dile kolay!.. 1989’da Erman Aras’ın girişimiyle bir avuç denizcinin başlattığı American Hospital The Bodrum Cup, bugün Bodrum’un en büyük ‘marka’larından biri haline geldi. Bodrum yapımı ahşap teknelerin yelken açtığı o ilk yıllardan bu yana her sene daha da büyüyen ve bir deniz festivaline dönüşen regatta bugün Bodrum’u dünyaya tanıtan en etkili organizasyonlarından biri olarak yoluna devam ediyor.

American Hospital The Bodrum Cup’ı benzerlerinden ayıran en önemli özelliği, sporcuları ve misafirleri aynı heyecan ve coşkuda bir araya getirmek kuşkusuz… Bodrum kıyılarının eşsiz manzarasıyla bütünleşen yelkenli teknelerin rüzgara karşı yarışlarını izlemek için her yıl ekim ayında Bodrum’a gelen yarış tutkunlarından biriyle Yusuf Çetin’in Grandi’sinde karşılaştık. 47 yaşındaki Laura Werger, Hollanda’nın Gouda eyaletinden Bodrum’a sadece festivali izlemek için gelmiş. Gouda eski belediye meclis üyesi Werger 2013 yılından bu yana düzenli olarak yarışlara katıldığını anlattı bize. “Her sene sadece American Hospital The Bodrum Cup için geliyoruz. Bu yıl da kalabalık bir grup olarak katıldık” diyor. Grandi’nin artık ikinci evi gibi olduğunu söyleyen Laura Werger, teknede herkesin bir görevi olduğunu söylüyor… Onun sorumluluğu da yarış programını ve akışı kontrol etmek ve her şeyin yolunda gidip gitmediğinden emin olmak! “Bazen mutfağa girip yemekleri de pişiriyorum” diyen Laura Werger’e The Bodrum Cup ve Bodrum’u soruyoruz:

“Bu yarışı her geldiğimde daha çok seviyorum. Tüm botların açıkta olduğunu, seyir halinde olduğunu görmek muhteşem bir şey. Bodrum çok güzel bir yer. Geldikçe daha da iyi tanıyorum. Yazları kalabalık olduğunda da seviyorum ama ekim ayı geldiğinde bir başka oluyor. Yılın The Bodruml Cup zamanı her şey daha dingin, daha sakin. Burada olduğum için çok mutluyum.”